Kıl dönmesinin en iyi tedavisi nedir?

  Kıl dönmesi nasıl tedavi edilmelidir?

Pilonidal sinüs hastalığınız varsa bu yazıyı mutlaka okumalısınız. Kıl dönmesi hastalığının halen uygulanan onlarca tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu durum hastalarda hangi tedavinin uygulanacağı konusunda kafa karışıklığına sebep olmaktadır. Kıl dönmesinin en iyi tedavi yöntemi hangisidir? Konunun anlaşılması açısından öncelikle kıl dönmesinin ne olduğunu açıklamak gerekir.
Kıl dönmesi; Erken dönemde içinde az veya çok sayıda kıl bulunan etrafı reaksyonel doku  ile çevrili 0,5-1 cm lik kistik bir yapıdan ibarettir. Zaman geçtikçe ilerler, cilt altında tüneller oluşturarak büyür ve içinde kıl bulunan 8-10 cm lik tüneller ve 3-5 adet irin akıntılı fistül deliği olan sinüsal bir yapıya dönüşür. Görüldüğü gibi yarım cm den 10-15 cm büyüklüğüne kadar değişik büyüklükte olabilir. Burada kritik nokta 1-2 cm lik erken dönem bir kıl dönmesinin 1-1,5 cm lik kesi ile rahatlıkla çıkarılabilmesidir. Buna 8-10 cm lik bir kesi ile flap ameliyatı yapılması durumunda gereksiz yere büyük bir sağlam doku parçası alınıp büyük bir yara oluşturulacak ve hem iyileşmesi çok uzun sürecek hemde yara yerinde ciddi bir iz kalacaktır.

Görüldüğü gibi tüm hastalara aynı tedavi yöntemini uygulamak doğru bir yaklaşım değildir. Kıl dönmesinin büyüklüğüne göre en küçük  kesi ile uygulanabilecek tedavi yönteminin seçilmesi, bunun uygulanamaması durumunda flap veya diğer ameliyat yöntemlerinin tercih edilmesi daha doğru bir yaklaşımdır. Ayrıca istirahat etme şansı olmayan hastalara ameliyatsız tedavi yöntemlerinden biri uygulanabilir.                                       Kıl dönmesinde uygulanan ameliyatsız tedavi yöntemlerini kısaca inceleyelim;

 -Lazer ile kıl dönmesi tedavisi ;

Pilonidal sinüs’te lazer teknolojisinin kullanılması tedavide yeni ve avantajlı bir kapı açmıştır. Hastalığın evrelerinin çoğunda kullanılabilmesi ve yatak istirahati gerektirmemesi gibi ciddi avantajları bulunmaktadır. Teknolojinin ilerlemesiyle lazer maliyetleri de makul fiyatlara gelmiştir. Tedavi genel anestezi altında uygulanır. Sinüs delikleri hafif genişletilip içeriği küret ve tel fırçalarla temizlenir, içine lazer probu sokularak belirli bir süre atış yapılır ve yara pansumanla kapatılır. Hasta aynı gün taburcu edilir. Kesi ve dikiş yoktur. Sinüs içeriğinden bir süre akıntı olur ve sinüsün büyüklüğüne göre 2-4 haftada iyileşir. Ağrısı minimal seviyede olur ve normal yaşamı çok etkilemez, ayrıca iyileşme sonrası kalçada neredeyse hiç iz kalmaz. Bu durum özellikle bayan hastalar için çok ciddi bir avantajdır.

 –Sinüsotomi ile tedavi; Pilonidal sinüs delikleri genişletilerek içeriği cilt altından tel fırça ve küretle kazınarak temizlenir, yara pansumanla 2 haftada iyileşir. Ayakta uygulanması ve istirahat gerektirmemesi gibi avantajları vardır. Lazere benzer bir uygulamadır.

Ayrıca fibrin glue, fenol ve gümüş nitrat gibi yöntemler de uygun vakalarda uygulanmaktadır. Nüks oranları yüksektir.

  Cerrahi yöntemler:

1-Microsinüsektomi; Pilonidal sinüsün 1,5-2 cm lik bir kesi ile çıkarılması ve 1-2 sütür ile kapatılması şeklinde gerçekleştirilir. Uygun vakalarda deneyimli uzman tarafından yapılması halinde özellikle kozmetik açıdan çok iyi sonuçlar alınmaktadır.

2-Açık bırakma; Pilonidal sinüsün geniş bir kesi ile çıkarılması (10-15 cm olabilir) ve yaranın kapatılmadan pansumanla iyileşmeye bırakılmasıdır. 5-6 aya varabilen pansuman süreleri nedeniyle çok önerilmemektedir.

3-Primer kapama; Pilonidal sinüsün geniş eksizyonu (10-15 cm olabilir) ve direkt dikişlerle kapatılmasıdır. Yaranın büyük ve dikişlerin çok gergin olması nedeniyle ameliyat sonrası çok ağrılıdır. Uzun süreli istirahate ihtiyaç olur. Tekrarlama oranı yüksektir.

4-Karidakis operasyonu; Pilonidal sinüsün orta hattın yan tarafında kapatılacak şekilde asimetrik kesilip alınması ve kesinin bir tarafının serbestleştirilip yana çekilerek dikilmesidir. Uygun vakalarda sonuçları tatmin edicidir.

images

1A-1B:Karidakis 2A2B:Ramboid flap

5-Flap ameliyatları; Ramboid flap, Z-plasti, yonca flap, D flap gibi birçok çeşidi uygulanmaktadır. Her bir kenarı 8-10 cm olabilecek değişik geometrik şekillerde kesilerek pilonidal sinüs çıkarılır ve yan taraftan aynı şekilde bir (cilt-images-1ciltaltı) parça kesilip çevrilerek boşluğu kapatmak üzere dikilir. En sık uygulanan ameliyat yöntemidir, ancak çok ciddi yara izi ve kalçada deformasyon görünümüne sebep olmaktadır.
Bunların dışında Bascom operasyonu, pitch picking vb gibi minör cerrahi girişimler de uygulanmaktadır.

   Sonuç olarak tüm hastalara flap veya açık bırakma  ameliyatlarında olduğu gibi büyük cerrahi yöntemlerin uygulanması sinüs büyüklüğü 1-2 santim olan hastalarda gereksiz yere  sağlam olan doku kaybına ve büyük cerrahi yaralara yol açar. İyileşme süresi de ona göre uzar, daha ciddi iz bırakır. Şekli ve büyüklüğü çok farklı olabilen kıl dönmesi için her vakaya kendine özgü mümkün olan en küçük cerrahi müdahaleyi uygulamak daha doğru bir yaklaşım gibi görünmektedir. Buna göre lazer tedavisinin diğerlerine göre ciddi avantajları olduğu söylenebilir.

Op. Dr. Nizam Kurtdere © 2017